23 Eylül 2012 Pazar

TEYZEMİN KIZI

'Uğurkan Beeey, teyzemin kızı sizi çok seviyor, sizi öpmemi istedi!' dedi, on dakika sonra yarışmadan elenecek rüküş kadın.
Uğukan Bey, inanılmaz derecede kötü ses tonuyla,tınlamasıyla 'Tabiyki tabiyki' diye cevap verdi.
On dakika sonra elenecek rüküş kadın ve Uğurkan Bey karşılıklı kahkaha atıp, yanaklarını tokuşturup iki kere havaya 'mucuk' diye öpücük gönderdiler.

Yürüyüş testini geçtikten sonra, 'uğurlu ayna' diye tabir edilen  yere geçip bir şeyler söyledi on dakika sonra elenecek rüküş kadın. 

'Yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum, hak eden kazanmalı bence, bir de Uğurkan Beeey, benim küçük kızım Sıla sizi çok seviyor bir el sallarsanız..' diye bir istekte bulundu rüküş kadın.

'Ha-hay tabiyki tabiyki..Sı-la! Sı-la! Annen gidecek moda avcılarının yanına bakalım finalde bizimle kalabilecek mi, eveeet, Sıla'ya tekrar öpücük gönderiyoruz, Sı-la! Sı-la!' dedi Uğurkan Bey bir yandan olabildiğince sevimli ve alçak gönüllü davranmaya çalışarak.

Aynı kadın, podyumdayken birkaç kişinin isteği üzerine(!) jüri üyelerini de öptü, sarıldı, kokladı, el sallattırdı.

Yemin ederim şiştim.Ben öpmek istiyorum diyemedi bir türlü kadın, araya sürekli bir akrabasını soktu, iş mülakatındaymışcasına.

Bence öyle bir teyze kızı yok, hayal ürünü, ha varsa da, öyle bir isteği yoktur yani.Kızı Sıla'nın durumuna gelince afedersiniz şeyinde bile  değildir o yaşlı adam, Sıla'nın.

Hayal dahi edemiyorum, teyzelerimden birinin o yarışmaya katılıp 'Yeğenim Rezzan sizi çok seviyor Uğurkan Bey, bi el sallasanız, sevinsin garibim televizyon başında' dediğini. Yemin ediyorum o anda silerim, teyzem meyzem dinlemem

Hele hele Uğurkan Erez'in o sesiyle 'Hay hay! Rez-zan! Rez-zan! Sevgilerimizi sunuyoruz sana uğurlu odadan!' dediğini tahayyül edemiyorum, edemem!


Aslında bu moda yarışmaları ile ilgili yazı-mazı yazmayacağıma dair kendime söz vermiştim ama oldu işte bir kere. Madem öyle o zaman kıssadan hisse ile kapatalım.

Kendi isteğinizi, kabul edilmeyeceğinden korkup, başkaları öyle istiyor diye gösterip saçmalamayın. Sıla'ya yüklenmeyin, ayıptır, yazıktır.
 






20 Eylül 2012 Perşembe

DUYGULAR

Tüm duygularım yüzümden okunur benim. 
Öyle mimiklerimle ilgili bir durum değil bu. 

Stres mi yaptım, stres yanında ev hediyesi olarak sivilce getirir, yapıştrır yüzümün en göze çarpan yerlerine. Misafirin hediyesini de hemen kaldırmak ayıp olur diye günlerce tutarım onu yüzümde. 
Ergenlikten çıkamamış bir görüntüyle gezinirim ortalıkta.

Benim duygularım yüzümden okunur.

Başarısızlıktan mı korkuyorum, korku yanında ev hediyesi olarak 'uçuk' u uygun görür ve getirir. Dudağımın kenarına monteler. Büyür o uçuk, büyür. Benden de büyük olur.
26 yaşında koc-ca delikanlı olur o uçuk.

Benim duygularım yüzümden okunur.

Dinlenilmemekten mi korkuyorum, bu korkunun en sevdiği ev hediyesi, olumsuz hayallerdir. Bitmez o hayaller. Başa sara sara izleriz korkuyla birlikte o tatsız hayalleri. Uyuyamam o yüzden. 

Misafir varken uyunmaz, ayıp olur.
Sabah, gözlerimin altında morluklarla, siyah siyah halkalarla uyanırım.

Misafirimdir bu duygular, tıpkı mutluluk, huzur gibi. Hiç biri çok fazla kalmaz. Kısadır ziyaretleri.

Bir tek duygum var, uzun süredir benimle birlikte kalan. 
Yüzsüzsün tekidir, kovarım kovarım gitmez.

'Geç kalmışlık hissi..'

Ev hediyesi ise, karın ağrısıdır.
Unutuyorum bazen bende kaldığını, hemen hatırlatıyor sağolsun kendini.

Şimdi gitmem gerek. Sanırım bir yerlere geç kaldım ya da bir şeyler için geç kaldım ve karnım ağırıyor.

19 Eylül 2012 Çarşamba

BİTTİ


Mutlaka gitmek zorunda olduğunuz, gitmezseniz 'çok ayıp' olacak düğünler için alışveriş yapmaya çıktığınızda, hava, böyle yapış yapış nasıl desem böyle bir bunaltıcı olur.

Alışverişinize en uygun mağaza, kesinlikle, dik bir bayırın tepesinde bulunur,otobüse veya taksiye binmenin gerekmediği uzaklıktadır. Mecbur, oraya kadar yürümeyi tercih etmek durumunda kalırsınız. Üzerinde yürüdüğünüz yolların sıcaklığı ayakkabılarınızı delip geçer, tabanlarınızı yakar.
Bayırı yarılamışken su ihtiyacınızı karşılamak amacıyla bir büfenin önünde dikilir, özellikle soğuk su istediğinizi belirtirsiniz. Yolunuza 'soğuk görünümlü su'yu kafanıza dikerek devam edersiniz.

(Soğuk görünümlü su: Plastik su şişesinin dışı buğulanmakla beraber, içindeki suyun, nasıl beceriyorsa, ılık kalmasıdır.)

Yüzünüzün erimeye başladığını hissettiğiniz anda, mağaza ile karşı karşıya gelirsiniz.
İçeriye soğuk hava perdesinin tepenize üfürüğü ile girersiniz. Saçınızdan fırlamış bir tutam saç boncuk boncuk terlemiş alnınıza yapışır, gözünüze girer.

Gözünüzün içine içine dikenli çalı gibi giren saçınızı elinizin tersiyle düzeltmeye çalışırken, soğuk görünümlü suyun o elinizde olduğunu ve en kötüsü de kapağının açık olduğunu unutursunuz. Artık, mağazanın parlak zemininin üzerinde ufak bir gölcük oluşmuştur.

(Gölcük: Kocaeli' de bir yer. Bu yazaı da o anlamda kullanılmamıştır. Eheh)

Manasız manasız, zeminde oluşan gölcükten süzülen suları ayağınızla toplamaya çalışırsınız. O durumda bir görevli yaklaşır. 'Problem değil hanımefendi' der. 'Kusura bakmayın' deyip mahcup mahcup ordan ayrılırsınız.

Birkaç elbise beğenip kabinlerin olduğu bölüme doğru ilerlersiniz. Ramazandaki pide kuyruğu kalabalığı ile karşılaşırsınız. 'Herhalde bugün herkesin düğünü var.' diye içinizden geçirirken beğendiğiniz ve denemek üzere kolunuza astığınız üç elbiseyi giymiş ayrı ayrı, irili ufaklı üç kadın kabinden çıkagelir.

'Amaaeen yaee..' der, dikkatleri üzerinize çeker, garip bakışlar altında ortamı terkedersiniz.

Bitti.. :]

10 Eylül 2012 Pazartesi

ETİKETİN YARISI


İndir fiil kökünden türeyen, dikkat çekmek için vitrinlerde “etiketin yarısı + %30 + 6 taksit” gibi yazılar yazarak, fiyatları hesaplamak için karmaşık matematik formülleri kullanılarak, homo sapiens dişilerinde zaten pek gelişmiş olan alışveriş güdüsü üzerinde afrodizyak etkisi yaratarak ‘bedava’ymış gibi hissettiren, “bu ürün, bu hafta itibariyle etiketin yarısı, geçen hafta bu ürünü alanlar salak gibi kazıklandı” diye düşündürtüp, ihtiyaç yoksa bile “alayım ben şimdi ucuz ucuz seneye giyerim/kullanırım” gibi uygulama oranı çok düşük olan bir söylemide beraberinde getiren fırsat çeşidi -İNDİRİM- yaz sezonu bitişiyle başlamıştır :) Naif tüketici 10TL’ye satılan bir ürünü 4TL’ye satılırken görünce ve bu ürünü satın almadığı takdirde kendini 6TL zarar edecekmiş gibi hissedeceği için evvela zarar etmemek! ve akabinde bir gün lazım olur! bahanesiyle alır o ürünü ve iyi günlerde kullanınız temennisiyle uğurlanır.
In the rim falan yazıyorlar bi de te! allam :)


6 Eylül 2012 Perşembe

EYLÜL MİS'TİR


* Güneşin artık eskisi kadar dik gelmemesi,


* Yaz geceleri balkon kapısı ile oda penceresini açıp evin içinde oluşan rüzgar akımının hizasında yatarken, bir sabah uyandığında etlerinin buz kesmiş olması,


* Bacak bacak üstüne atınca damla damla ter süzülmemesi,


* Damacana sucularla haftada 3 kere değil, 1 kere görüşülmesi,


* Buzluktaki algida kaplarının içerisinden yemek çıkmaya başlaması,

* Sıcak içecekleri tüketirken havale geçirmediğinin hissedilmesi,


* Kedilerin yayılarak değil, kıvrılarak uyumaya başlaması,


* Saat 20:00’de havanın kararması,


* Şehrin kalabalıklaşmaya başlaması,


* Toplu taşıma araçlarında ortamın en kokarca insanının yanına gelip oturması ama kokudan dolayı artık beyin tahribatının o kadar yoğuşuk olmaması,


* Geceleri saçını toplamadan yatıp, rahatsız olmadan uyunması,


* Uykuya geçmeden önce, bir ayakla diğer ayağa dokunmaktan zevk alınmaya başlanması,


Yazın bittiğine delalettir. Eylül güzel’dir, mis’tir :)



30 Ağustos 2012 Perşembe

ALIŞIK


İzmit'in, eskiden demiryolu olan şimdilerde ise yürüyüş yolu adıyla anılan iki tarafı ağaçlarla kaplı bir yolu vardır. (Yukarıda fotoğrafı, canlandır işte gözünde :))

Ağaçların içerisinde kendilerini her nasılsa kamufle etmiş güvercinler bulunur. 
Yine her nasılsa bu güvercinlerin hepsi bir anda uçuşur ve uçuşurken de yediklerini, boşaltım sistemlerini başarıyla kullanarak her yana seri bir şekilde pislerler. 

Hatta 'pata pata pata' diye ses gelir, siyahlı beyazlı yem kokulu s.çmiklari yere düşerken.

Bir keresinde ishal bir güvercin kafayı benimle bozmuştu. 
Havada döne döne pislemişti kafama. 

Sinir bozucu bir şey tabi ama hayvan işte. Ne yapabilirsin ki, dişlerini sıka sıka 'Hayyy.. Ben senin gibi kuşu!' demekten başka. 

Hem anlatırken de komik oluyor. İlginç bir şey... 

'Kafama kus s.cti eheheh' diye garip bir şekilde muhabbet açabiliyorsun. 

Ama ne bileyim bir at pislese kafana o kadar komik olmaz yani, trajedik olur. 
Hem sonra at pisledi kafama dediginde insanlar sana 'Loto oyna olum, sanstir sans!' demez. Neyse...

Bugün ders çıkışında Snoopy'nin yanına giderken tanımadığım bir gencin de başına geldi bu durum. 

Hepimizin hemen hemen tahmin ettigi tepkinin biraz agirini verdi.

'Hamuguna goduumuun!'  dedi.


Snoopy'nin çalıştığı yer uzak olduğundan yol boyunca çeşit çeşit insanla karşılaşmanız mümkün.

Mendil satan orta yaşlı bir kadın tiz-uyuz bir sesle, sarı küt saçlı bir kadına 'Allah sevdiğinize kavuştursun, allah rizasi icin bidi bidi bidi' bir seyler soyledi. 

Kadinin tepkisi duymaya alışık olduklarimizdandi; 

'Elin ayağın tutuyor! Git, calis, temizlik yap Halla halla ya' dedi.

Yürümeye devam ettim, bagciklarimin çözüldüğünü gördüm, bagciklarimi baglarken tahminen iki universite öğrencisi gecti yanimdan. 

Konuştuklari sey hepimizin alışık oldugu bir mevzuydu. 

'Makarnayi bir gorsen, kuflenmis, hayat baslamis oluuum icinde resmen' dedi zayif olan.

Yürüyüş yolunun sonuna geldigimde Snoopy'i gordum uzaktan. Calisiyordu.
Değer verdiğiniz bir insanı uzaktan izlerken değişik bir duygu hissediyorsunuz. 

Onun tarafindan duymaya alışık oldugum bir cumle dokuldu dilimden.

'İyiki varsin'... dedim. 


29 Ağustos 2012 Çarşamba

SEKSİ FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ



“seksi fotoğraflar için tıklayınız “, 
“dünyanın en çok tıklanan resimleri”, 
“çıplak fotoğraflar için tıklayınız”

Türk medyasının internet gazeteciliğine yeni bir açılım getiren, ülkenin ilgi 
seviyesini iyi bilen, apışarası haberciliğinde şark kurnazı gazetelerin alemimize 
buyurdukları, sansürcü zihniyetin bulaşmadığı, aksine desteklediği, bu 
muazzam hediye ile halkımızın acizane ışık görmeyen yerleri aydınlanmaktadır. En güzide haber kanalları bile "tıkla ve birbirinden seksi fotoğrafları izle" diyor! Tıklayarak geliyoruz, ülkemizde her şey şahane, ekonomide istikrar var, kızlar da çok güzel.

Bu arada seksi fotoğraf için tıklayınız: