25 Haziran 2012 Pazartesi

Çanlar Suriye için çalıyor

            Evet biraz eskilere dönelim I.ci Dünya savaşının başlarında Almanyanın Osmanlıyı resmi olarak savaşın içine çekmeye çalıştığı o dönemlere. Hepimiz Yavuz ve Midilli isimli hafif zırhlı gemileri hatırlarız yada bilinen adlarıyla Goeben ve Breslau. Bu gemiler Çanakkaleden Osmanlı sularına girmiş ve daha sonra Osmanlı bu gemileri satın aldığını açıklayarak isimlerini Yavuz ve Midilli olarak değiştirmiştir. Sonrasında o gemiler karadenizde bulunan Sivastopol limanlarını bombalayarak Osmanlıyı savaşın içine çekmişlerdir.
           Bugün ise Arap baharı diye başlayan Ortadoğunun yeniden şekillenmesinin önünde 2 tane büyük engel kalmıştır. Bunlardan bir tanesi İran diğer ise Suriyedir. Her ne kadar Nato, Birleşmiş Milletler ve ABD yada sanırım bunlara kısaca itilaf devletleri demek daha doğru olacak, Suriyedeki isyancılara her türlü yardımı yapmalarına rağmen Suriyedeki isyancılar Mısırda yada Libyadaki kadar yetenekli olamadığından bir türlü başarılı olamamıştır. Geriye tek bir seçenek kalıyordur o da bu ülkeye direk bir savaş açılması için bir ülkenin kurban seçilmesi...
           Türkiye'de yükselen Arap hayranlığı ve Yeni Osmanlıcılık akımları Hükümetin direk olarak bir savaşa girmesine karşı engel oluşturuyordu. Peki bu durumda ne yapmalıydı??? Yanıtı aslında çok basitti. Türklerin asla gururlarının kırılmasına karşı koyamayacağını bilenler düğmeye bastı ve Suriye açıklarında bir Türk jeti düşürmüştü. Suriye bunu egemenlik sahasına yapılan ihlal olarak savunurken Türkiye bunu kabul edilemez bir hata olarak görüyor ve savaş boylarına sürmeye hazırlanıyordu. Peki burada sormak lazım siz hiç kendinize bir kere vuran bir arkadaşınızı gidip polise şikayet ettiniz mi? Ya da sizi bir kere tehdit eden bir insana tehdit davası açtınız mı? Burada hukuken bir yaptırım yapabilmeniz için saldırının devamlılığı ilk şart olarak aranmaktadır. Yani? Yani Kardak krizi sırasında Yunan Mirage uçakları tarafından düşürülen Jetinizi nasıl bir savaş ilanı olarak kabul edemiyorsanız bugün bu olayı da aynı şekilde bir savaş ilanı kabul edemezsiniz.
          Peki bütün bu olanlara rağmen Türkiye, Büyük Ortadoğu planının eşbaşkanı olan bir hükümet başkanı tarafından olası bir savaşa çekilebilir mi? Bunu anlamak için kahin olmaya sanırım gerek yok Yunan uçaklarının düşürdüğü uçağınız için kaza diyen bir ülke Suriye tarafından düşürülen uçağı için her gün kameraların önünde brifing veriyor ve NATO'yu 4.cü maddeden toplantıya çağırıyor.
          Evet sanırım çanlar Suriye hatta daha doğrusu Beşar Essad için çalıyor...