27 Haziran 2012 Çarşamba

UTANMA! UTANDIRMA! ;)

Herkes kendisi üzerine yapılan övgüler karşısında biraz çaresizdir. Bazı bünyelere doğrultulmuş en büyük silahtır ‘iltifat’. 


*Kimisi (alışkın olanlar) ; Egosunun usul usul okşanması nedeniyle durulup başka bir boyuta geçerken, pası alır hoop! yere inmeden potaya basar. “Ay ay! teşekkür ederim o sizin güzelliğiniz/başarınız/sevecenliğiniz”, “ehem! aman efendim ne demek” vs. 


*Kimisi (alışkın olmayanlar) ; Yapılan iltifat karşısında diyecek laf bulamayıp, lafa kaldığı yerden devam eder, alakasız başka bir konuya geçer yada “hı hıı!” gibi basit bir cevapla garip tepkiler verir.

*Kimisi (kendini sevmeyen, iltifatın varlığından bir haber olanlar) ; Kişi kendiyle pek barışık değildir, hep kendinde kusur bulur… Ama biri ona iltifat edince eli ayağına dolaşır, ne olduğunu şaşırır “yok canım abart-abartıyorsun, o senin şaa-şaaneliğin” vs. gibi cümlelerle kontrolden çıkan durumu bazı denemelerle toparlamaya çalışır.

Ben, iltifat etmeyi de iltifat karşılamayı da beceremem hödük gibi bakar, manasızca sırıtırım, içim bir tuhaf olur, ayy! çok utanırım :)

Hiç yorum yok: