12 Temmuz 2012 Perşembe

UYUMA, DOĞUR! :)


Kimine göre kendine aile yaratma, kimine göre ölümsüzlük iksiri, bazı cin fikirliler için geçici çözüm, ancak kökenleri çok eskilere dayanan 1 mucizedir doğum! Kendimde doğurduğumdan mütevellit nasıl olduğunu bildiğim dayanılmaz bir acıdır, saçının ucundan ayak parmağına kadar ter içinde kalıyorsun, yaşayınca anlıyorsun. Çok yorucu. O kadar yorucu ki, sancının mola verdiği  45 sn'lik aralarda uykuya dalabiliyorsun. Hah! İşte tamda bu noktada annemin beni doğurma anını yazmak istiyorum. Annem dayanılmaz sancılar çekerken ev-ebe entegrasyonunda şöyle doğmuşum ben ; 
Beni doğurtanı yani bana ilk dokunan insanı hep çok merak etmişimdir. Merak etmeye başladığım zamanlarda ölmüştü kadıncağız. Hakkında tek bildiğim beni doğurturken çok zorlandığı. Annecimin işte o 45 sn’lik molaları az uzun sürmüş, bildiğimiz "tatlı tatlı uykusu gelmiş" :)) Uyuyormuş yani ve hatta olayın ehemmiyetini hiçe sayarak “bırakın uyuyayım” diyormuş. Ben, afedersiniz rahim ağzında ölee kalakalmışım. Ebe’cimde “kızım uyan çocuğu boğcan” diyomuş. Annem yine şuur yoksunu bilinçsiz 1 fukara olarak, doğurmasına ramak kala  “azıcık uyuyayım, uyanınca doğurayım” diyormuş. Ebe’cim en sonunda yaradana sığınıp anneme bi tokat çakmış “ıkın uleyyn!” tadında bağırıp, annemi uyandırmış! Ben de üzerinize afiyet 1 çırpıda (avazda) olmasa da bu dünyaya nahoş gelmişim gayri :)
Uykuyu çok sevmem bu sebeptendir! Ailemin vardığı sonuç budur! ;)



Hiç yorum yok: