Kimine göre kendine aile yaratma, kimine göre ölümsüzlük
iksiri, bazı cin fikirliler için geçici çözüm, ancak kökenleri çok eskilere
dayanan 1 mucizedir doğum! Kendimde doğurduğumdan mütevellit nasıl olduğunu
bildiğim dayanılmaz bir acıdır, saçının ucundan ayak parmağına kadar ter içinde
kalıyorsun, yaşayınca anlıyorsun. Çok yorucu. O kadar yorucu ki, sancının mola
verdiği 45 sn'lik aralarda uykuya dalabiliyorsun. Hah! İşte tamda bu
noktada annemin beni doğurma anını yazmak istiyorum. Annem dayanılmaz sancılar
çekerken ev-ebe entegrasyonunda şöyle doğmuşum ben ;
Beni doğurtanı yani bana ilk dokunan insanı hep çok
merak etmişimdir. Merak etmeye başladığım zamanlarda ölmüştü kadıncağız.
Hakkında tek bildiğim beni doğurturken çok zorlandığı. Annecimin işte o
45 sn’lik molaları az uzun sürmüş, bildiğimiz "tatlı tatlı uykusu
gelmiş" :)) Uyuyormuş yani ve hatta olayın ehemmiyetini hiçe sayarak
“bırakın uyuyayım” diyormuş. Ben, afedersiniz rahim ağzında ölee kalakalmışım.
Ebe’cimde “kızım uyan çocuğu boğcan” diyomuş. Annem yine şuur yoksunu bilinçsiz
1 fukara olarak, doğurmasına ramak kala “azıcık uyuyayım, uyanınca
doğurayım” diyormuş. Ebe’cim en sonunda yaradana sığınıp anneme bi tokat çakmış
“ıkın uleyyn!” tadında bağırıp, annemi uyandırmış! Ben de üzerinize afiyet 1
çırpıda (avazda) olmasa da bu dünyaya nahoş gelmişim gayri :)
Uykuyu çok sevmem bu sebeptendir! Ailemin vardığı sonuç
budur! ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder