14 Nisan 2012 Cumartesi

SEVGİLİ GÜNLÜK

Sevgili Günlük;

Eşyalardan sadece sana ' sevgili' denilmesinin altında yatan sebep nedir? 

Sır saklayacağına ilişkin yerleşik inanç mı? 
Hayır, çünkü; biliyorum ki, ortaokulda tuttuğum günlük herşeyi, a'dan z'ye anneme anlatmıştı.

Bugün bir değişiklik yapalım, sen benim hayatımı üzerinde değil; ben senin hayatını üzerimde taşıyayım. Ama açık ol, kimse okuyamayacakmış gibi, bilmeyecekmiş gibi.

Sevgili Rezzan;

Bugün yine beni kitap dolabına kaldırmayı unuttuğun için masanın üzerindeydim.
Sonra annen geldi : 'Hiç sormuyor bu kız kendine, evlenince de çekecekler mi beni diye' diyerek yerdeki tersi dönmüş kazakları ( Bu arada önce kazağını, sonra içine giydiğin body i çıkar, ikisini birlikte çıkarmışsın ters ters, gerçekten dağınıksın) topladı, araya beni de sıkıştırdı, dolabın içine koydu.


Ara ara bir yükselip bir alçalan ses tonuyla söylenerek yatakları topladı annen. Gerçekten koca kız oldun Rezzan, topla şu odanı artık.


Neyse, dolabın güzel kokuyordu, ama ortamda bir gerginlik vardı. Yeşil kazağının üzerine tahta kaleminin boyası mı dökülmüş ne, giymiyormuşsun galba, çok üzüntülüydü. Etiketi üzerinden çıkmamış atkı onu teselli ediyordu. ' Bak bana o kadar para verdi, daha kullanmadı bile beni'

Bir tane hırka vardı kıs kıs gülüyordu, onu giyiyormuşsun galba hep.
Sahi sen neden hep aynı şeyi giyiyorsun? Atkıyı da tak bir gün havalar ısınmadan, çok iyi bir atkıya benziyor, tanısan sen de seversin.

Neyse, madem ben yazacağım senin üzerine biraz da ince işlerden bahsedeyim :).

Borçlar Hukuku kitabın beni beğenmiş galba; kitap dolabındaki şu 2010 basım olan; söyle ona hiç işim olmaz, borçla harçla..

Ceza hukuku da boş değil bana karşı ama çok maço, işim olmaz onunla da, vurdulu kırdılı. 

Ben, aslında Medeni Hukuk 'u beğeniyorum, ama bişey yok tabii :) 
Daha sonra gelişmeleri anlatırım.

Oh valla, iyi geldi, içim açıldı biraz.




  

Hiç yorum yok: