20 Eylül 2012 Perşembe

DUYGULAR

Tüm duygularım yüzümden okunur benim. 
Öyle mimiklerimle ilgili bir durum değil bu. 

Stres mi yaptım, stres yanında ev hediyesi olarak sivilce getirir, yapıştrır yüzümün en göze çarpan yerlerine. Misafirin hediyesini de hemen kaldırmak ayıp olur diye günlerce tutarım onu yüzümde. 
Ergenlikten çıkamamış bir görüntüyle gezinirim ortalıkta.

Benim duygularım yüzümden okunur.

Başarısızlıktan mı korkuyorum, korku yanında ev hediyesi olarak 'uçuk' u uygun görür ve getirir. Dudağımın kenarına monteler. Büyür o uçuk, büyür. Benden de büyük olur.
26 yaşında koc-ca delikanlı olur o uçuk.

Benim duygularım yüzümden okunur.

Dinlenilmemekten mi korkuyorum, bu korkunun en sevdiği ev hediyesi, olumsuz hayallerdir. Bitmez o hayaller. Başa sara sara izleriz korkuyla birlikte o tatsız hayalleri. Uyuyamam o yüzden. 

Misafir varken uyunmaz, ayıp olur.
Sabah, gözlerimin altında morluklarla, siyah siyah halkalarla uyanırım.

Misafirimdir bu duygular, tıpkı mutluluk, huzur gibi. Hiç biri çok fazla kalmaz. Kısadır ziyaretleri.

Bir tek duygum var, uzun süredir benimle birlikte kalan. 
Yüzsüzsün tekidir, kovarım kovarım gitmez.

'Geç kalmışlık hissi..'

Ev hediyesi ise, karın ağrısıdır.
Unutuyorum bazen bende kaldığını, hemen hatırlatıyor sağolsun kendini.

Şimdi gitmem gerek. Sanırım bir yerlere geç kaldım ya da bir şeyler için geç kaldım ve karnım ağırıyor.

Hiç yorum yok: