3 Nisan 2012 Salı

KAKUTİ

Hayalgucu cok yuksek bir cocuktum ben.

Anlam verememeleri cok normalmis, simdi düsündükçe hak veriyorum. Hatta annem birazdan yazdiklarimi ona anlattigim zaman 'aaa..sen o yuzden mi salak salak hareketler yapiyodun, bende biseyin var zannediyordum, uzuluyordum' demisti. 

Mevzu su; annem pazardan bi esofman ustu almisti, uzerinde 3 tane kareteci cocuk var, 1i kiz diger 2 si erkek. Ozamanlarda da mahallede takildigim iki erkek arkadasim vardi.
Esofmani giyer giymez dedimki, 'Bunlar biziz! Bence biz süper kahramanız'..
Allah askina siz hic, fotoğrafını ustunde tasiyan super kahraman gordunuz mu? Cocukluk iste. 

Bi tane dusman yarattim kafamdan, hani bu Kemal Sunalin filmi varya, gulyabani filmi, ordakinin aynısıydı düşmanım..Adini da nerden uydurdum bilmiyorum ama, Kakutiydi.

Neyse annem ve ben ve butun Ulasli(köyümüz) dugune gidiyoruz. Ben ayaktayim, dogal olarak tutunuyorum, dusmemek icin minibusun koltuklarina.. Birden Kakuti belirdi. Kotu adam gulusu yapti 'hahaha! Eger dugune hic biryere tutunmadan gidemezsen anneni öldürürüm' dedi. 

Tabiki basarabilirdim, annemin hayati benim ellerimdeydi. 'Sana yenilmicem Kakuti' diye diye baya bi tutunmadan gittim. 

Takiii... Kadir Amca ani fren yapana kadar, sofor koltugunun oraya bir uctumki anlatamam, ama Kakuti pert oldu. Ezdim onu..

Sonra annem popoma vura vura ve hece hece 'ben sa-na tu-tun de-me-dim-mi, batti ustun basin diye diye kucagina otturdu beni. 
Hayatini kurtardigimi bilmiyodu. Nasil bi tesekkurdu o oyle.. Ama gururluydum.

Hiç yorum yok: