21 Nisan 2012 Cumartesi

TIPKI

Survivordaki ' gönüllüler' i, ünlü sandım ben. 
Tanıdık geldi aslında biraz, özellikle uzun boylu olanı. 
Onu, Dansın Sultanları' nda gördüğüme neredeyse eminim. 
Hani ;o uyduruk uyduruk yarışmalarda 'hiaaaa' diye bağıran var ya, o adam işte.

Neyse, mevzu o değil aslında. 
'Birşeylere benzetilmek ve bununla içten içe gurur duymak'...
 
Küçükken, anlamını bilmediğim; ama söyleyen kişinin yüz ifadesinden, kelimenin tınısından, iyi bir anlamı olduğu kanısına vardığım bir sözcük vardı;
'Melez'.  


İçimden 'melez ne be?' derdim ama sevinirdim de azıcık; anlamını bilmeden. 
Yamuk yumuk gülümserdim.
Çok oturmamıştı o zamanlar anlamı;  ama 'melez' in peşisıra bir de 'güzeli' diyorlardı ki; işte o zaman havamdan geçilmezdi. 


[Sonra sonra anladımki benim ülkemde 'yabancılara benzetilmek' bir övgüydü.]

 Son zamanlarda; artık; ' Aynı İtalyan gibi. Aynı
 İngiliz gibi' sıfatlar kullanılmaz oldu, iyi de oldu.

Milletleştirilmemeliydi zaten hiçbir zaman.
Ama bence; kişiselleştirmede bir sakınca yok.
Kimin hoşuna gitmez ki güzel insanlara benzetilmek..

'Aynı Angelina Jolie, Aynı Clark Gable' gibi.. 

Olabilir..





 



 

 
 

Hiç yorum yok: