3. Gün
Her sene tatilin üçüncü günü, bünyemde inanılmaz ve karşı konulmaz bir 'boncuklu bileklik takma' arzusuyla uyanırım.
Adetten midir, bilinmez, tatile giden, gittiği yerde, akşam üstü açılan incik bocuk tezgahlarından illa bir bileklik alır. Bu nasıl karşı konulmaz bir histir?
Tatilde alınan bileklikler gizemlidir, değişiktir yani; şehir merkezlerinden alınanlardan. Eve döndüğünüzde 'pufff!' yer yarılır içine girer, bir daha da bulamazsınız.
Hazır konu açılmışken; bir çift küpe gizemini de asla anlayamayacağım. Birbirinine bu kadar uyumlu bir çift küpe, her nasılsa sabah olduğunda, gece konulan yerde 'yekpare' bulunuyor. Ne oluyor o gece, hala bir sır... Sevgili yazarımız Mehmet Demir olsaydı : 'İsrail ve ya Amerika var bu işin içinde, kesin yani' derdi. :] Naber Mehmet? :]
Neyse, konuyu dağıtmayalım..
Denizden döndükten sonra koştura koştura incik boncuk tezgahlarına gittim. Çeşit fazlalığı beni daha da iştahlandırdı. B.kumda boncuk arama kıvamında tüm tezgahları tek tek, yavaş yavaş, diğer insanların görüş alanını kapaya kapaya, sınırları zorlaya zorlaya ilerlerken 'Geçici Dövmeci' gördüm.
'Yooo Rezzan saçmalama, olmaz, o kadar da değil' diye içimden geçirirken gözüme dövmeci çarptı.
Kıçından ha düştü düşecek gibi duran pantolonunu, Dolce- Gabbana (!) kemeriyle tutturmuş, saçlarını ölümüne havaya dikmiş, esmer mi esmer bir ergendi bu dövmeci.
Teypten çalan müziğe, bacaklarını hiç hareket ettirmeden sadece kollarıyla tempo tutan bir dövmeciydi bu.
Öyle dövmeci mi olur mu yahu? Ne biliyim, dövmeci dediğin ya dazlak olur ya uzun saçlı, kolları boydan boya dövmeyle kaplıdır, oynamaz, öyle öğrettilerdi bize okulda.
Öyle boş boş; oynayan dövmeciye bakarken şöyle bir ses duydum..'Abla-abla-abla!!!!'
'Çaatttt!' (Bana çarptılar.)
'Aaaıııhhh' (Bu da benim tepkim)
Erikli'ye gelmeyi düşünen kişilere uyarımdır; 'Burada, freni olmayan bisikletleri, kalın şeritli plastik terlikleriyle durdurmaya çalışan 9-10 yaşında, çok çocuk var. (parmak arası terliklerin karizmasını henüz anlayamamış) Olmuyor, duramıyorlar bazen. Temkinli olunuz.'
Bana bir şey olmadı. Biraz dizimde yanma var ama geçer gibi, eve gidince buz koydum ya bir şey olmaz heralde..
Yahu konu bileklikti.. Bir saniye toparlıyorum..
Neyse, tezgahta duran adamın sinirden gözleri seyirmeye başlamışken, aldım bir tane bileklik, taktım koluma. Ondan sonraki günler, kolumda unutup onunla bronzlaştım, aferin bana.
3 yorum:
iyiyim sen nasılsın :)
Hamdolsun mehmet :)
şakalaşmayın burda..! burası ciddi 1 şey, müessese.
;)
Yorum Gönder